Merhaba

Merhaba. Bu blog, Sineteci, Amca Size Gazeteci Diyebilir miyim? kitabından yola çıkılarak oluşturuldu. Adı da oradan geliyor. Kitap hazırlandıktan sonra da “Türk sinemasında gazeteci figürü” araştırmamızı kapsayan başka filmlere de ulaştık. Yani, araştırma sürecek. Burada öncelikle, kitapta yer veremediğimiz filmleri aktarmayı amaçlıyoruz. Ama kitapla sınırlı değiliz. Türkiye sineması ve/veya gazetecilik konusunda da araştırma, inceleme, görüş ve yorumlara açığız. Hoşgeldiniz.

Sineteci'de

Reha Erdem'e Venedik'ten ödül Antalya'da En İyi Film Mavi Bisiklet Bir Zamanlar Anadolu'da En İyi 100'de Londra'nın galibi Sivas Yılın 'Genç Cadı'sı Begüm Akkaya Sadri Alışık Oyuncu Ödülleri Esme Madra'ya Güney Kore'den ödül

31 Mart 2012 Cumartesi

İstanbul Film Festivali Onur Ödülleri ile başladı

31. İstanbul Film Festivali, dün (Cuma) akşam Lütfi Kırdar Uluslararası Sergi ve Kongre Sarayı’nda düzenlenen Açılış Töreni’yle başladı. Sunuculuğunu Memet Ali Alabora’nın üstlendiği 31. İstanbul Film Festivali açılış töreninde bu yılki “Sinema Onur Ödülleri” Türk sinemasına yıllar boyu emek vermiş Sevin Okyay, Ali Özgentürk, Halit Akçatepe ve Ayşen Gruda’ya sunuldu. Türkiye'nin ilk kadın sinema eleştirmeni olmanın yanı sıra yazar, çevirmen, caz-polisiye-spor eleştirmeni ve radyo programcısı, gündelik hayat kültürü üzerine denemeler de yazan, pek çok gazete ve dergiye yazılarıyla katkıda bulunan Sevin Okyay’a ödülünü Altın Lale Ulusal Yarışma Jürisi Başkanı Murathan Mungan verdi. 1960’larda belgeseller ve kendi kurduğu sokak tiyatrosuyla başladığı sanat yaşamına, Yılmaz Güney ve Zeki Ökten’e asistanlık yaparak devam eden ve Hazal, At, Bekçi, Su da Yanar, Çıplak, Mektup, Balalayka, Kalbin Zamanı ile Görünmeyen gibi filmleriyle sinemamızın önemli yönetmenlerinden Ali Özgentürk ödülünü Müjdat Gezen’den aldı. 1975 yılında başladığı kariyeri boyunca sürekli üreten ve kendini geliştirerek özellikle Arzu Film-Ertem Eğilmez’in Hababam Sınıfı ve Erler Film’in Gırgıriye serilerinde, Kemal Sunal ve Şener Şen gibi usta oyuncularla birlikte başarılı kompozisyonlar yaratan, son olarak da Kâğıt filmi ile yardımcı oyuncu dalında Altın Portakal Ödülü alan Ayşen Gruda’ya ödülünü birçok filmde birlikte rol aldığı oyuncu arkadaşı Tarık Akan takdim etti. 1943 yılında beş yaşındayken sinema dünyasına adım atan, 1963 yılında Yasak, Gündoğarken ve Semaya Baktım Seni Gördüm filmlerinin ardından 100’e yakın filmde yer alan, Hababam Sınıfı’nın ‘Güdük Necmi’si Halit Akçatepe de ödülünü Tarık Akan’dan aldı. Hafıza ve anı kavramlarını işleyen görselliğiyle çarpıcı filmleriyle tanınan, 1988 yapımı filmi Distant Voices, Still Lives / Uzak Sesler Durgun Yaşamlar 2006 yılında “Festivalin 25 Yılının En İyileri” bölümünde de gösterilen usta yönetmen Terence Davies de “Sinema Onur Ödülü”nü almak üzere açılış törenine katıldı. (iksv.org.tr)

30 Mart 2012 Cuma

SİYAD'tan Kamer İnşaat'a hayır

Sinema Yazarları Derneği, Emek Sineması’yla ilgili projenin sahibi Kamer İnşaat’ın bugün (Cuma) İstanbul Divan Oteli’nde düzenleyeceği toplantıya katılmayacağını açıkladı. SİYAD’ın açıklaması şöyle: “Emek Sineması’yla ilgili olarak kamuoyunda büyük tepki toplayan projenin sahibi Kamer İnşaat tarafından 21 Mart 2012 tarihinde üyelerimize gönderilen bir e-postada, 30 Mart Cuma günü saat 10.30’da İstanbul Divan Oteli’nde konuyla ilgili bir toplantı düzenleneceği duyurulmuştur. Davet mesajında, ‘Emek Sineması’nı da içeren yapı bloğunda gerçekleştirilecek Grand Pera projesi ile ilgili bilgi vermek ve Emek Sineması ile ilgili iddiaları yanıtlamak için Kamer İnşaat CEO’su Levent Eyüboğlu’nun gerçekleştireceği basın buluşmasında sizleri de aramızda görmekten mutlu olacağız’ denilmektedir. Üyelerimize 28 Mart 2012 tarihinde yollanan ‘hatırlatma’ amaçlı ikinci e-postada ise ‘Kamer İnşaat CEO’su Levent Eyüboğlu’nun, Emek Sineması’nı da içeren yapı bloğunda gerçekleştirilecek Grand Pera projesi ile ilgili bilgi vermek ve Emek Sineması ile ilgili iddiaları yanıtlamak için SİYAD üyesi sinema yazarları ile gerçekleştireceği buluşma…’dan söz edilmektedir. İlk davet mesajında tüm basına yönelik bir ‘buluşma’, ikincisinde ise ‘SİYAD üyesi sinema yazarları ile gerçekleştirilecek buluşma’ söz konusudur. Kamer İnşaat’ın çalıştığı iletişim ajansına sorulduğunda da Divan Oteli’ndeki toplantının ‘SİYAD’a özel’ olduğu teyit edilmiştir. Bir haftada içerik değişikliğine uğrayan ve şaşırtıcı biçimde ‘SİYAD’a özel’ hale getirilen toplantıdan haberdar olmadığımızı ve SİYAD’ın bu toplantının taraflarından biri olmayacağını kamuoyuna duyuruyoruz. Biz, Kamer İnşaat’ın kamuoyunu ikna turlarının özel bir parçası olmak değil, Emek Sineması’nı istiyoruz.” (ntvmsnbc.com)

SineMardin için başvurular 1 Nisan'da başlayacak

7. SineMardin-Uluslararası Film Festivali bu yıl 8-15 Haziran tarihleri arasında yapılacak. Ulusal bölümde gösterilecek filmler için başvurular 1 Nisan tarihinde başlayacak. 11 Mayıs'a kadar devam edecek olan başvurular festivalin resmi internet sayfası www.sinemardin.com.tr üzerinden gerçekleştirilecek. SineMardin Film Festivali kapsamında ilk kez bu yıl kısa ve belgesel dalında halk jürisi ödülü verilecek. Festivalin amacı, Mardin’in bir film platosu olarak ünlenmiş konumuna vurgu yaparak bunu uluslararası bir düzeye taşımak ve Türkiye’deki tek senaryo ağırlıklı film festivali olarak sinema endüstrisinin gelişmesine katkıda bulunmak olarak belirtiliyor. SineMardin Festivali, ilk kez 2006’da, Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla düzenlenmişti.

Lal Gece'ye bir ödül daha

Lal Gece, 25 Mart’ta sona eren 38. Uluslararası Würzburg Film Festivali'nde “En İyi Film” ödülünü aldı. Ard arda katıldığı üçüncü uluslararası film festivalinden de büyük ödüllerle dönen filmin yönetmeni Reis Çelik, Würzburg'daki ödül töreninde, erkek iktidarında ezilen kadın konusunu filminde bir evrensel sorun olarak anlatmak istediğini söyledi. Çelik, kadının erkek egemenliği altındaki bu çilesinin doğu ülkelerinde daha belirgin gözükse de, Almanya gibi gelişmiş ülkelerde boyut değiştirerek tüm dünyada devam ettiğini belirtti. Başrolünde İlyas Salman’ın oynadığı Lal Gece, Almanya ve Avusturya sinemalarında vizyona girdi.

26 Mart 2012 Pazartesi

Emektarlara sosyal yardım

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında protokol imzalandı. Protokolle; kültür ve sanat sektöründe uzun yıllar çalışmış ancak yaşlılık ve sağlık sorunları nedeniyle iş gücü kaybına uğrayan ve herhangi bir sosyal güvenlik kapsamında yer almadığı için yaşamını idame ettirecek geliri olmayan sanatçıların sosyal yardım ve hizmetlerden yararlanması sağlanacak. Törende konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, kadının statüsünü yükseltmenin, kadın-erkek eşitliğini sağlamanın yanı sıra bir çocuğun, yaşlının, engellinin yaşam kalitesini yükseltmenin de bakanlığının görevi olduğuna işaret etti. Şahin, şunları söyledi: “Özellikle engellimizin kültür ve sanattan istifade edebilmesi için, o toplu alanların engellinin ulaşabileceği alanlara dönüştürülmesi gerekiyor. Şu anda bu konuda iyi bir sınav vermiyoruz, ülke olarak. Bu, yalnızca kültür ve sanat alanıyla ilgili değil, hem açık alanda, hem kapalı alanda ulaşılabilirlikle ilgili ciddi sorunlarımız var. Bu protokolde kapalı alanlarda, engellinin kültür ve sanata ulaşmasını sağlayacak, ulaşılabilirliği güçlendirecek önemli bir çalışma yapıyoruz. Ayrıca; sanatçıya değer vermek, kıymet vermek, onun ihtiyacı olduğunda onun yanında olabilmek, o kadar önemli çalışma ki. Geçmişte hatırlarsak, birçok sosyal güvencesi olmayan, gençliğimizde, çocukluğumuzda bizi çok etkileyen bir sanatçının ne kadar zor şartlarda yaşadığına tanıklık ettik. Biz, Sosyal Yardımlaşma Genel Müdürülüğü bünyesinde sanatçıların ekonomik ve sosyal envanterini de çıkarmak, ihtiyaçları olduğu zaman, huzurevi talebi olabilir, evde bakım talebi de olabilir, birebir takip edeceğiz.” (aile.gov.tr)

Pirselimoğlu’na Mükemmellik Ödülü

11. Boston Türk Film Festivali Türk Sinemasında Mükemmellik Ödülü’nün bu yılki sahibinin Tayfun Pirselimoğlu olduğu açıklandı. Yönetmene ödülü Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde 6 Nisan’da düzenlenecek bir törenle takdim edilecek. Törende, yönetmenin Saç filmi de gösterilecek. Festival, Nuri Bilge Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu'da adlı filmiyle başladı. Festivalin kurucusu ve direktörü Erkut Gömülü, konserlerle 28 Nisan’a kadar devam edecek festivalde, çağdaş Türk sinemasının seçkin örneklerini ve yönetmenlerini ABD’li sinemaseverlerle paylaşmaktan büyük gurur duyduklarını söyledi. Festivalde Reis Çelik’in Lal Gece, Muzaffer Özdemir’in Yurt, Murat Saraçoğlu’nun Yangın Var, Özcan Alper’in Gelecek Uzun Sürer, Yüksel Aksu’nun Entelköy Efeköy’e Karşı, Tolga Örnek’in Kaybedenler Kulübü filmlerinin Kuzey Amerika ilk gösterimleri yapılacak. Programda ayrıca, Derviş Zaim’in Gölgeler ve Suretler ve Tabutta Rövaşata, Tolga Karaçelik’in Gişe Memuru filmleri de yer alıyor. (bostonturkishfilmfestival.org)

23 Mart 2012 Cuma

Ankara'nın en iyisi Entelköy Efeköy'e Karşı

23. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film Ödülü’nü Entelköy Efeköy’e Karşı (Yüksel Aksu) aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla, Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen festivalde, En İyi Yönetmen Ödülü Yüksek Aksu’ya verildi. MEB Şura Salonu'nda 22 Mart akşamı düzenlenen törenle verilen diğer ödüller şöyle; En İyi Kadın Oyuncu: Nesrin Cevadzade (Güzel Günler Göreceğiz, Yangın Var), En İyi Erkek Oyuncu: Osman Sonant (Yangın Var), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Gizem Erdem (Canavarlar Sofrası), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ayberk Pekcan (Aşk ve Devrim), En İyi Görüntü Yönetmeni: Deniz Eyüboğlu Aydın (Canavarlar Sofrası), En İyi Sanat Yönetmeni: Eliz Z. Taşçıoğlu (Nar), En İyi Özgün Müzik: Barış Diri (Canavarlar Sofrası), En İyi Kurgu: Erkan Erdem (Yangın Var), Umut Veren Yeni Yönetmen: Ramin Matin (Canavarlar Sofrası), Umut Veren Yeni Kadın Oyuncu: Ayşe Bosse (Entelköy Efeköy’e Karşı), Umut Veren Yeni Erkek Oyuncu: Gün Koper (Aşk ve Devrim), Mahmut Tali Öngören Özel Ödülü: Aşk ve Devrim (F. Serkan Acar), SİYAD Jüri Özel Ödülü: Canavarlar Sofrası (Ramin Matin). (filmfestankara.org.tr)

20 Mart 2012 Salı

Altın Bamya Kaybedenler Kulübü'nün

Erkek egemen bakışı ve dili vurgulamak için verilen Altın Bamya Ödülleri’nin dördüncüsü “İzleyici Bamyası Ödülü” Kaybedenler Kulübü’ne (Tolga Örnek, 2010) verildi. Ödüller, Filmmor Kadın Filmleri Festivali’nin kapanış gecesinde Hollanda Başkonsolosluğu’nda yapılan bir törenle açıklandı. Erkek karakter ödülünü ise Behzat Ç: Seni Kalbime Gömdüm ile Behzat Ç., Harun ve Hayalet karakterleri kazandı. Handan İpekçi’nin yönettiği Çınar Ağacı’nın bütün kadın karakterleri, kadın karakter ödülüne layık görüldü. Kurtlar Vadisi Filistin, senaryo dalında ödül aldı. Homofobik filmlerin yarıştığı Üç Buçuk Bamya Ödülü, Şafak Sezer’in yönetip, rol aldığı Kolpaçino Bomba’ya gitti. Jüri Özel Tek Başlı Bamya Ödülü; Misafir, Ağır Abi ve Günah Keçisi arasında paylaştırıldı. Eşekarısı Cinsiyetçi Dil Ödülü ise Onur Ünlü’nün Altın Kozalı filmi Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi’ne verildi. (milliyet.com.tr) Tabii ki ödülleri almaya kimse gelmedi.

19 Mart 2012 Pazartesi

Sonsuz Geceler

Yönetmen: Aydın Arakon
Senaryo: Aydın Arakon
Oyuncular: Ayhan Işık, Nilüfer Aydan, Sevda Ferdağ
Yıl: 1965
Konu: Hasta kızını tedavi ettirme uğruna bir cinayeti üstlenen adamla, suçsuzluğunu ispatlayan karısının öyküsü. (Agâh Özgüç, Türk Filmleri Sözlüğü, Cilt 1, s.276) Filmde kayınpeder Çavuş (Nuri Altınok), kızının (Nilüfer Aydan) yanına gelip gazeteyi göstererek şunları söyler: "Osman (Ayhan Işık), cinayeti ben işledim diyor." (sineteci)

Lal Gece Almanya'da en iyi film seçildi

17. Türkiye Almanya Film Festivali’nde, Christian Petzold’un Barbara filmi ile Reis Çelik’in Lal Gece (Night of Silence) filmi en iyi filmi seçildiler. En iyi erkek oyuncu ödülünü Türk sinemasının tanınmış aktörü İlyas Salman Lal Gece filmdeki üstün performansından dolayı aldı. En iyi kadın oyuncu ödülü ise sinemaya ilk adımını atan Dilan Aksüt’e verildi. Lal Gece’ye verilen ödülün jüri gerekçeli kararı şöyle: “Yaşlı bir adam ile 13 yaşında bir kızın töre gereği evlendirilme konusunu ve lal gecesini Reis Çelik büyük bir ustalık ve inanılmaz emin bir şekilde işliyor. Gökhan Tiryaki’nin olağanüstü görüntü yönetmenliğiyle, Çelik yoğun, heyecanlı ve dinamizmden hiç bir şey kaybetmeyen ve asla klişelere dayanmayan çok yüksek düzeyde bir oda oyunu sahneliyor. Zeki dramaturjisi ve dönümlerinin yanısıra Lal Gece iki oyuncunun üstün performansıyla öne çıkıyor. Filmde erkek adeta dış etkenlerin baskısıyla oluşan kişiliğini yaprak yaprak döküyor ve sonuç olarak hiç yaşamadığının bilincine varıyor.” İlyas Salman için gerekçeli kararda ise “İlyas Salman, izleyiciyi tek bir gecede geçen bir Odise hikayesinin içine çekerken, olağanüstü oyunculuk performansıyla canlandırdığı karakter, suçlu olarak başladığı öykünün sonunda trajik bir kurbana dönüşüyor. Töre cinayeti nedeniyle uzun yıllar hapis yattıktan sonra 13 yaşındaki genç bir kızla evlendirilip tekrar toplum içine dönmeye çalışan bir kahramanı canlandıran Salman, normlara ve beklentilere teslim olmuş bir karakterin karmaşık ruh dünyasını çok farklı katmanlardan oluşan mükemmel bir oyunculukla tavizsiz bir şekilde gözler önüne seriyor. İzleyiciyi derinden etkileyen filmi canlandırdığı karakterle taşıyan İlyas Salman, yaşlı bir adamın yaşam trajedisini tek bir mekânda anlatmayı büyük bir ustalıkla başarıyor” denildi. Dilan Aksüt hakkındaki jüri gerekçeli kararında şu noktalar üzerinde duruldu: “İlyas Salman gibi efsane bir oyuncunun yanında rol almak kolay değil! Çekimler sırasında 14 yaşında olan genç oyuncu Dilan Aksüt, Reis Çelik’in Lal Gece adlı filminde canlandırdığı çocuk gelin rolüyle olağanüstü bir başarı sergiliyor. Dilan Aksüt, büyük bir özgüven ve etkileyici oyunculuğuyla, canlandırdığı karaktere, alışılmış kurban klişelerinin ötesinde, son derece inandırıcı bir ruh katıyor. Seçici Kurul, bu kararıyla, özellikle genç bir amatör oyuncunun sahip olduğu büyük yeteneği ödüllendiriyor. Dilan Aksüt’ü yeni bir filmde tekrar görmek bizleri çok sevindirecektir.” İnsan Hakları ve Demokrasi adına Mahmut Tali Öngören Ödülü’nü ise yönetmenliğini Caner Alper ve Mehmet Binay’ın yaptığı Zenne filmi aldı. (fftd.net)

14 Mart 2012 Çarşamba

Soluk Gecenin Aşk Hikayeleri'ne mirasçı yasağı

Ankara Uluslararası Film Festivali'nde gösterilmesi planlanan Alp Zeki Heper'in 46 yıl önce yasaklanmış filmi Soluk Gecenin Aşk Hikayeleri’ne bu kez de yasak kızından geldi. 15 Mart’ta başlayan 23. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin katkıları, Heper ailesinin izni ve desteği ile filmin Türkiye’de ilk kez gösterileceği haberinin medyada yer almasının ardından yönetmenin kızı Aslı Heper, Ankara Uluslararası Film Festivali’ne noter aracılığıyla ihtarname gönderip, filmin gösterimine izin vermediğini, aksi takdirde yasal yollara başvuracağını bildirdi. İddialara göre, Heper, filmin negatifini Mimar Sinan Sinema-TV Enstitüsü kurucusu ve ilk sinema öğretim üyesi Prof. Sami Şekeroğlu’na şu sözlerle emanet etmiş: “Bunu sana hediye ediyorum. Ama söz ver hiç kimseye göstermeyeceksin. Ömrüm boyunca sana güvendim. Vasiyetimdir, göstermeyeceksin.” Yine iddialara göre, Şekeroğlu, vasiyete uyarak araştırmacılar ve kızı hariç filmi hiç kimseye göstermemiş. Emekli olunca ünversiteye vererek, gösterim kararını üniversite ve varislerine bırakmış. Ankara Film Festivali’nden yapılan açıklamada “Hem Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV Merkezi’ni hem de Ankara Uluslararası Film Festivali olarak bizi zor durumda bırakan bu gelişme karşısında Alp Zeki Heper’in anısına saygısızlık etmemek ve bu durumu yargı konusu yapmamak adına, filmi üzülerek programdan çıkartıyoruz” denildi. Cinsel boyutuyla aşk üzerine bir soyutlama olan film, alışılmamış mekânlarda geçen, döneminin halet-i ruhiyesinin çok dışında bir yapım olarak belirtiliyor. Yönetmen, bir kadını üçe bölerek “ensest”, “köle ruhlu” ve “fahişe” kadını yorumlamaya çalışmış. Senaryosunu da Alp Zeki Heper’in yazdığı filmin görüntü yönetmeni Mengü Yeğin. Oyuncular ise şunlar: Halil Türkmen, Marliese Schneiderhan, Ayfer Feray, Mine Cezzar.

6 Mart 2012 Salı

Fetih 1453 seyirci rekorunu fethetti

İstanbul'un fethini konu alan Fetih 1453 (Faruk Aksoy), tüm zamanların en çok seyredilen Türk filmi rekorunu kırdı. Box Office Türkiye'nin rakamlarına göre, Fetih 1453'ü üç hafta içinde 4 milyon 651 bin 715 kişi seyretti. Film, 40 milyon 514 bin 684 lira hasılat elde etti. Daha önceki rekor Recep İvedik 2'ye (Togan Gökbakar, 2008) aitti. Film vizyonda kaldığı 34 hafta boyunca 4 milyon 333 bin 144 kişi tarafından seyredilmişti. Fetih 1453'ün yapımcısı Faruk Aksoy, Recep İvedik 2'nin de yapımcılığını Mehmet Soyarslan'la birlikte üstlenmişti. Fetih 1453 hakkında farklı yorumlar yapıldı. Filme olumsuz eleştiriler özellikle sağcı gazete ve yazarlardan geldi. Fetih 1453'ün başrollerinde Devrim Evin, İbrahim Çelikkol ve Ozan Çobanoğlu var.

4 Mart 2012 Pazar

Almanya: Willkommen in Deutschland

Yönetmen: Yasemin Samdereli
Senaryo: Yasemin Samdereli
Oyuncular: Denis Moschitto, Demet Gül, Fahri Yıldırım
Yıl: 2011
Konu: Almanya’da “gastarbeiter” yani “misafir işçi” olarak 45 yıl çalışan Hüseyin Yılmaz, ailesine Türkiye’de bir ev satın aldığını ve tüm aile üyelerinin evi onarmak üzere kendisiyle Türkiye’ye dönmesini istediğini açıklar. Aile bu fikre sıcak bakmaz ve ateşli bir tartışma patlak verir. Ailenin torunu Canan’ın ailenin varlığından haberinin bile olmadığı İngiliz erkek arkadaşından hamile kaldığının ortaya çıkması tansiyonu iyice yükseltir. Canan, okuldaki ilk gününde ‘yabancı’ olduğu için diğer çocukların aşağıladığı ve hor gördüğü, altı yaşındaki kuzeni Cenk’i rahatlatmak için Alman olmadıkları halde nasıl ve neden Almanya’ya geldiklerine dair muhteşem hikayeyi anlatarak onu neşelendirmeye çalışır. Birlikte küçük bir Türk ailesinin domuz eti yiyen, dev sarışınların yaşadığı bir memleketi keşfettiği, tasma takılmış, büyük sıçanların yürüyüşe çıkarıldığı, suya Coca-Cola denilen, insanların haç üstündeki ahşap bir figüre taptıkları, herkesin ‘Tarzanca’ konuştuğu, Almanya denilen, harika bir yerde zamanda geri dönerler. (sinematurk.com)

Münih'te dokuz film gösterilecek

Münih Sinema Türk Derneği tarafından 1989 yılından beri düzenlenen Türk Film Günleri'nin 23'üncüsü 16 Mart Cuma günü başlayacak. Gasteig Kültür Merkezi'nde gerçekleşecek olan film günlerinin ağırlık noktasını, Anadolu’nun farklı yanlarını beyaz perdeye yansıtan son dönemin yeni sinema yapıtları oluşturuyor. “Kare Kare Anadolu” başlığı altında toplanan programda dokuz uzun metrajlı filmin yanı sıra konuya uygun belgeseller ve kısa filmler de yer alacak. 25 Mart’a kadar sürecek film şenliğinin açılışı 16 Mart Cuma akşamı Antalya Film Festivalin'de en iyi film ödülüne layık görülen Güzel Günler Göreceğiz (Hasan Tolga Pulat) filmiyle yapılacak. Açılışa filmin yönetmeni Hasan Tolga Pulat ile senaryo yazarı Emre Kavuk, oyuncular Feride Çetin ve Barış Atay katılacak. Film Günleri’nde gösterilecek diğer filmler şöyle: Memleket Meselesi (İsa Yıldız), Mar (Caner Erzincan), Unutma Beni İstanbul (Stefan Arsenijevic, Omar Shargawi, Eric Nazarian, Aida Begic), Yangın Var (Murat Saraçoğlu), 11’e 10 Kala (Pelin Esmer), Bir Zamanlar Anadolu’da (Nuri Bilge Ceylan), Zenne (M. Caner Alpay, Mehmet Binay), Kurtuluş Son Durak (Yusuf Pirhasan). Münih Kültür Dairesi, Filmstadt München ve Münih Şehir Kütüphanesi işbirliğiyle ve ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Münih Başkonsolosluğu ile Münih Yabancılar Meclisi'nin katkıları ile düzenlenen 23. Türk Film Günleri'nin bu yılki kurumsal sponsorları arasında ana sponsor olarak Courtyard by Marriott München City Ost ve Turkcell Europa, diğer önemli sponsor olarak İşbank ve Türk Hava Yolları bulunuyor. (sinematurk-munchen.de)

Tarık Akan: Ölene kadar mücadele edeceğim

17. Türkiye - Almanya Film Festivali’nin bu yılki onur ödülü, Türkiye Sineması’nın uluslararası arenada tanınmasında yaptığı katkılarından dolayı Tarık Akan’a verildi. Ödülü Anakent Belediye Başkanı Dr. Ulrich Maly’den alan Tarık Akan “Ülkemin daha güzel günler görmesi için sanatçı olarak ölene kadar mücadele edeceğim” dedi. Bugün yapılan özel basın konferansında Tarık Akan “Ülkemi çok seviyorum ve bunun için sanatımı hep ülkemde sürdürmek istedim” dedi. Açılış filmi Yol’un (Şerif Gören) gösteriminden önce, filmin İsviçreli yapımcısı Donat Keusch filmin oluşumu ve Yılmaz Güney ile ilgili anılarını anlattı. Tarık Akan düzenlenen basın toplantısında ise politika konusunda gelen soruları özetle şöyle cevapladı: “Dünya’nın her yerinde her sanatçının politik duruş sorumluluğu vardır, demokrasisi az gelişmiş ülkelerde sanatçılarla ister istemez Almanya gibi ülkelere göre daha politik oluyorlar.” Türk ve Alman sinemaseverlerin yoğun ilgi gösterdigi açılışta Anakent Belediye Başkanı Dr. Ulrich Maly ve T. C. Başkonsolusu Ece Öztürk Çil festivalde ulaşılan renkliliğin ve kaynaşmanın güncel yaşamda da aynı şekilde devam etmesini diledi.